25 Aralık 2011 Pazar

Garbın Manifestosu

Türkiye’de bir heyula dolaşıyor: Batının ahlaksızlığı. Türkiye’nin tüm muktedirleri bu heyulaya karşı kutsal bir cadı avı içinde ittifak halindeler. İnsanlarca çığlık çığlığa BATININ AHLAKSIZLIĞI diye saldırılmayan bir fikir var mı? Daha ilerici muhaliflere olduğu gibi, gerici rakiplerine de damgalayıcı bir AHLAKSIZLIK suçlamasıyla karşılık vermeyen var mı?

Bu gerçeklikten tek şey çıkıyor.
İktidarın karşıtı, muhalifin muhalifi olmak ahlaksızlık kabul edilmiştir.

Eğer öyleyse; bizler çelik zırhlı duvarın sardığı GARBIN AFAKIYIZ; batının ahlaksızlığını almış o çoğunluğun eşsiz azınlığıyız.

Misyonumuz vizyonumuz değil elbet; güldürürken düşündürmeye de çalışmıyoruz, sadece biraz düşünün istiyoruz. Karşıyız; politikadan anlamayan zihniyetin siyaset yapmasına; iktidara da, muhalefete de; muhalefetin muhalefetine de. Şiddete şefkate; radikalizme, gericiliğe; cadı avına da avcıya da karşıyız; milliyetçiliğe, hoşgörüye; tek eşliliğe, açık ilişkiye, cinselliğe, aseksüelliğe; dış mihraklara iç mihraklara; Yılmaz Özdil’e, Ahmet Altan’a; insan doğasına, öz’e, töz’e; homofobiye, heterofobiye; önceliğe sonralığa; metrobüse, taksiye; çok uyuyana, erken yatana, geç kalkana; devamsızlığa, not paylaşımına; yalnızlığa, kalabalığa; bir biraya dünyanın parasını vermeye, ucuz çay ocaklarında neredeyse bedavaya berbat çaylar içmeye; operaya, film festivallerine, lale kart’a, kemik çerçeveli gözlükleriyle festival bileti kuyruğunda bekleyen entelektüel kardeşlerimize. Size, onlara, kendimize.

Sonuç olarak; yazdığımız yazmadığımız, söylediğimiz söyleyemediğimiz, düşündüğümüz düşünmediğimiz her şeye karşıyız; belki de değiliz, olamaz mı? Olabilir…

201(artı sonsuz)

Anlayana………..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder